Nerede o eski bayramlar Bayramlar eskiden çocuklar içindi. Bayramları, bayram yapan heyecanı, sevinci ve eş dostu ziyaretti. Eskiden bayramdı şimdi tatil diye anılıyor. Eski değerlerimizi kaybettik maalesef ama arkasından ağlasakta geri dönüşü yok. Sizlerde benim gibi eskiyi arayanlardansanız ve birazda hüzünlenmek, geçmişi hatırlamak isterseniz gelin biraz eskiye dönelim.
Çocukluğumuzda bayrama bir gün kala yeni ayakkabılarımızla uyunurdu annemiz kızardı ama biz gizlice yatağımızın kenarına düzgün bir şekilde koyardık.
Çocukluğumuzda bayramlık elbiselerimiz yatağımızın altına düzgün bir şekilde konulurdu. Sabah kalktığımızda ütülü bir şekilde giyilirdi. Her bayram bu çocuklarda adetti.
Çocukluğumuzda mahalledeki herkes bozuk paraları ve şekerleri hazır ederdi. Kahvaltıyı yapar yapmaz erkenden mahalledeki bütün evleri dolaşıp bozuk para ve şekerleri toplardık.
Çocukluğumuzda play station, internet bilgisayar yoktu. Bizim devasa lunaparkımız elle çevrilen seyyar salıncaklarımız vardı. öyle jetonla falan çalışmazdı. Topladığımız bozuk paralarla bunlara binilirdi.
Seyyar salıncaktan indiğimiz gibi çatapat, kız kaçıran, torpilleri almaya mahalle bakkalına giderdik. Etraf bir anda “fiçuvvvv” sesleriyle yankılanırdı. Torpiller patlar, kız kaçıranlar milletin peşinden koşardı.
Mahalle köşelerinde Pamuk helva
balon, elma şekeri, osmanlı macunu, leblebi tozu, kağıt helva satılırdı. İçinde bozuk para çıkan muhallebiler çok revaçtaydı. Çocukluğumuzda bunlar bizim için vazgeçilmezdi.
Ne kadar ben kısa süre görsem de sokaklarda gezici seyyar fotoğrafçılar vardı. insanlar yeni bayramlıklarıyla fotoğraflar çektirirler ve bu fotoğraflarını saklarlardı.
Çocukluğumuzda cep telefonundan mesaj çekme, mail vs. yoktu. Kartpostallar revaçta idi. Bir hafta önceden postahaneler dolar tebrik kartları atılırdı ve cevabı muhakkak geri gelirdi.
Çocukluğumuzda toplu mesajlar yoktu. Şehirlerde cami çıkışlarında, köylerde ise köy meydanlarında topluca bayramlaşma olur, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinde öpülürdü.
Çocukluğumuzda bayramdan bir gün önce mahalle bakkalında dereceli fıs fıs kolanya doldurulurdu. Bu o kadar yaygındı ki bakkalda yıl boyu o büyük kolonya şişesi dururdu.
Çocukluğumuzda komşuluk vardı, evde ne pişerse muhakkak komşuya da verilirdi. Verilen tabak asla boş geri gönderilmezdi. Mahallede yenilen içilen asla ayrı gitmezdi.
Çocukluğumuzda büyüklerimizden aldığımız paralarla “bayram yeri” (şu anki kasımpaşa stadının olduğu yer) giderdik. uçan sandalyeler ve dönme dolap çocukların en sevdiği eğlence araçlarıydı. Lunaparkın içinde bulunan atari oyunları bir dönemimize damga vurmuştu.
Çocukluğumuzda dostluk ve arkadaşlık vardı. Kızlar erkekler ip atlama, hulahup çevirme, hal hal gibi oyunları beraber oynardı. Erkeklerde futbol popülerdi. Akşam gece olana kadar asla eve girilmezdi.
Daha birçok oyunlar ve anılar var ama bunları sonraki yazılarda yazacağım. ama kısaca..
Eskiden annelerimiz ve babalarımız bizlere eve girin artık geç oldu derdi, şimdi annelerimiz ve babalarımız oğlum dışarı çık gez dolaş biraz hava al diyor.
Aslında bu herşeyi anlatıyor…
Sağlıcakla kalın İYİ BAYRAMLAR