Hayata bakışınızı değiştirin diye insanlar çoğu zaman hep kendileri odaklı fikirleri insanlara dayatırlar, düşüncelerini karşı tarafa aktarana kadar da durmazlar. Bunu başardıklarında dünyayı kurtardıklarını ve artık tüm insanların kendisi gibi düşündüğünü hissederler. Karşı görüş belirtenleri de bilgisizlikle veya cahillikle itham ederler. Fikirlerini tartışmaya açmak bile bu kişiler için zor seçimdir. Biz insanlar kendimizden önce karşı tarafı anlamaya çalışmalıyız ki iletişimimizi en üst seviyeye çıkarabilelim.
Hayata bakışımızı değiştirmek zor kararlar almamızı gerektirir, bazı duygu ve düşüncelerinden ödün vermeyi gerektirir. Hayatının zor bir evresinde insanlar duygularıyla bile düşüncelerine hükmetmeyi öğrenir. Bir insan herşeyini kaybettiğinde ölümü düşünürken, başka birisi aynı durumda ayakta kalarak hayatına devam etmektedir. Bu şekilde bile hayat düşüncemizi ortaya koyabiliyoruz aslında.
Konfüçyüs bir söyleminde eğitimli insanların dokuz düşüncesi vardır: Dinlediklerinde, iyi duymayı düşünürler. Baktıklarında, berrak görmeyi düşünürler. Görünüşleri bakımından sıcak olmayı düşünürler. Davranışlarında, saygılı olmayı düşünürler. Konuşmalarında, doğru olmayı düşünürler. İşlerinde ciddi olmayı düşünürler. Öfkelendiklerinde, sorunları düşünürler. Kuşkuya düştüklerinde, soruları nasıl soracaklarını düşünürler.
Hayata bakışınızı değiştirin demek kolay değil, hayat insanın önünde dönüm noktaları olan bir süreçtir. Önemli olan bu dönüm noktalarında doğru kararları alabilmektir. Maalesef bu konuda çoğu zaman dönüşü olmayan yanlış kararlar vermekteyiz. Başkalarının peşinde koşmayı hayat felsefesi yapan ve hiçbir zaman başarılı olamayan bir kişi için bakış açısını değiştirmek zordur hatta onu patron yapmaya kalksanız istemeyecek veya ben yapamam diyecektir. Bir insanın hedefi olmalı ve bu hedefe giderken olumsuz durumlarda asla pes etmemelidir. İnsan duygularına asla yenilmemelidir en büyük kaybı orada yaşayacaktır.
Sükut altındır derler
Çok konuşmayın, insanlara sırlarınızı, isteklerinizi, hayallerinizi anlatmayın. ya kimsenin umurunda değilsinizdir ya da sizi sırlarınızdan, isteklerinizden, hayallerinizden alıkoymak isterler. eğer zayıf yönleriniz varsa bunu karşı tarafa belli etmeyin ve güçlü olun. İnsanlara özel bilgilerinizi vermeyin. Unutmayın bir gün onu size karşı kullanacaktır. Hüzünlü zamanınızda tek başınıza ağlayın karşı tarafa güçlü ve gülen yüzünüzü gösterin ki sizi güçsüz ve savunmasız zannetmesinler. İnsanların güvenini kazanmanın en iyi yolu onlara yardım etmektir. güvenini kazandığınız insanlar sizi en iyi arkadaşı ve dostu olarak bilecektir.
Birisiyle tartışırsanız eğer sakin kalmaya çalışın, olmuyor ve kavga etmeniz gerekirse ilk siz hamleyi yapın. Tartışma ve kavga hiçbir sorunu çözmez ama son durum bu ise kaçınılmazdır. Karşı tarafı kırmamak için asla kendinizi harcamayın. Hiç kimseyi mutlu etmek için uğraşmayın zaten başaramazsınız. Karşılıklı paylaşımcı olun, insanları anlayın, onları dinleyin, fikirlerinizi söyleyin yol gösterin ama asla peşinden gitmeyin. Unutmayın herkesin kendine göre bir yolu vardır.
Sonuç olarak ;
İnsanlara ne kadar verirseniz, o kadar isterler. Maalesef siz bitene kadar bu devam eder. Sonra unutulup gidersiniz.
Kendinize bir hedef koyun ve onun peşinden gidin.