Nerede o eski ramazanlar denilince iç geçirdiğinizi biliyorum. Ramazan ayı gelince içimiz kıpır kıpır olur, hiç bitmesin diye üzülürdük. Her yönü ile bizi içine çeker, manevi yönü ve eğlencesi ile bizleri büyülerdi. Birçok oyunları ve mahalle duygusunu daha derinden yaşatan bir aydır ramazan. Şimdilerde bu duygu ve hazzın olmadığını gördükçe bir garip duyguya kapılıyorum. Çocukluğumuzun efsane eğlencesi tartışmasız Hacivat Karagöz dür. Şimdilerde 35 yaşlarda olanlar son olarak bu eğlenceyi hatırlar diye düşünüyorum.
Çocuk olduğumuz için bizim oruçlar yarım gündü 🙂 ama annemiz babamız bize orucu tuttuk diye hediyeler verirdi. Sabahtan akşama kadar top erkek çocukların, ip atlama da kız çocukların en büyük eğlencesiydi. Mahalleli birbirini tanırdı her çocuk birbirimizin kardeşi gibiydi. Birisi üzülürken diğerleri de üzülürdü. Anlayacağınız her şeyi beraber yapardık, beraber yer beraber aç kalırdık. Ama hepimiz mutluyduk. Mahallede herkes birbirini tanır, büyükler küçüklerine saygılı, aynı şekilde küçüklerde büyüklerine o duygularla bağlıydı.
Ramazan ayı denilince üstte de belirttiğim gibi Hacivat Karagöz seyretmek için akşamı zor ederdik. O zamanın televizyonsuz, telefonsuz çocukları için en güzel eğlenceydi Karagöz ve Hacivat. Kaba görüntüsü altında ince bir zeka barındıran Karagöz ve karşısında bilgili, okumuş, kibar tavırlarıyla ona arkadaşlık eden Hacivat Ramazan eğlencelerinin en önemli kahramanlarıydı. Zaman zaman hikayelere Beberuhi, Tuzsuz Deli Bekir, Bekçi, Laz gibi karakterler girer bu ikilinin maceralarını renklendirirdi.
Nerede o eski ramazanlar
denilince insanların sahura kadar birbirleriyle muhabbet ettiği, eğlendiği ve birlikteliği sürdürdüğü bir aydı, Bir Hasköylü olarak hasköy parkında kurulan eğlencelerde sahura kadar eğlenirdik, sahurda çocuklar olarak fırına koşar sıcak çıkacak pideleri alır sahuru mahalle olarak eda ederdik. Hasköy parkında birde yazlık açık hava sinemamız vardı bazı akşamlar orada türk filmleri izlerdik, tabi akşama kadar yorulduğumuz için çoğu zaman uyurduk 🙂 alaska, frigo sesleriyle filmin bittiğini anlardık çocukluğumuzda.
Çocuklar arasında körebe ve saklambaç sahur eğlencelerinin bir diğer oyunuydu. Bazen öyle kaybolurduk ki; bir sokaktan diğer sokağa kaçardık 🙂 kendimizi her anlamda güvende hissederdik. Şimdilerde bu güven ve eğlencelerin olmaması çocuklarımızın geleceği için düşündürücü..
Sonuç olarak;
bizler küçüklere bu ramazan duygusunu ve bu oyunları anlatmalı ve yaşatmalıyız. Bu birliktelik ve bu hisler bitmemeli, bitirilmemeli. Birileri tekrar Hacıvat Karagöz ü yaşatmalı, tekrar direklerarası ve orta oyunları olmalı.. üzerimize düşeni yapmalıyız..
Sağlıcakla kalın.. Hayırlı ramazanlar.. Şimdiden hayırlı bayramlar